Sanat kavramı dönemden döneme ve insandan insana değişen bir olgudur. İnsanlık ve medeniyet geliştikçe sanata dair bakış açısının geliştiğini düşünürüz fakat bazen bu düşünce bizi yanıltabilir. Çoğu kişi günümüzde sanatın topluma hitap etmesi gerektiğini düşünmektedir. Toplumun isteklerini karşılayamayan sanat eserleri gün geçtikçe varlığını yitirir ve unutulmaya başlar. Sanatçılar da dahil olmak üzere birçok insan sisteme uyum sağlayıp varlıklarını sürdürmeye çalışır.
Günümüzde eski yöntem ve demode fikirler yerine sürekli revaçta olan tekniklerle sanatlarını icra eden kuruluşlar ve sanatçılar görmekteyiz ama günümüz toplumu nedense sürekli sanattan aldığı hazdan memnun olmamakla yakınır. Belki de tekniklerimiz ya da hayatımızı kolaylaştıran teknolojik aletlerin gelişmesi sanatımızı geliştirmiyordur. Eski yöntem tekniklerinin demode olduğunu vurgulamamız ve bu işlere bulaşmayarak, onları geri kafalılık olarak görmemiz, bizim sanat eserlerimizin yeni tekniklerle oluşturulduğunda kabul edileceği anlamına gelmiyor.
Matrix filmindeki Rooftop Showdown sahnesinde kullanılan “bullet time” efekti modern gibi gözükse de aslında Eadweard Muybridge’in çekim tekniklerinden uyarlanmıştır. Bu teknik bir nevi stop motion tekniğidir ve günümüzdeki bilgisayar programları ile hazırlanan animasyonlara kıyasla fiziksel olarak etkileşimde bulunarak hazırlanmıştır. Zor bir çekim tekniği olsa da seyirciye hitap edebilecek düzeyde ve yaratıcılıkla kullanıldığında insanların yıllarca konuşacağı sahneler ortaya çıkarılabilir. Stop motion ile hazırlanan animasyonların çekimleri zordur ve sabır isteyen bir iştir. Bu zorluklara katlanan ve sabırla mücadelen eden Chris Butler ve Sam Fell bu bir teknikle harikalar yaratmıştır. Kendileri Paranorman adlı stop motion animasyon filminin yönetmenleridir.
Paranorman, Norman adındaki bir karakterin küçük bir kasabada doğa üstü olaylar yaşamasını konu alır. Çekimleri stüdyo ortamında hazırlanmıştır. Animasyon hazırlanırken birçok karakter ve sahnenin maketleri yapılmıştır. Bu zorlu bir süreçtir çünkü karakterlerin birden fazla görüntüsü, pozu ve hareketi vardır. Arka arkaya çekilen fotoğrafların bir düzen içerisinde video formatına dönüştürüldüğü stop motion tekniğinde animasyonlar hazırlanırken karakterlerin mimikleri, bir sonraki hareketleri, ışıklandırma gibi ögeler göz önünde tutulmalıdır.
Paranorman çekilirken sahneler gerçekçiliğe yakın malzemelerle hazırlanmıştır. İlk olarak sahneler kağıtlara çizilir. 2D çizimlerden yola çıkarak 3D objeler oluşturulur. Ahşap evler için küçük tahtalar, taştan binalar için kil, kâğıt objeler için karton ve benzeri materyaller, metal objeler için de metal materyallerden yararlanılmıştır. Hareketli sahneler için dinamik düzenekler oluşturulur. Objeler 3D olarak modellendikten sonra boyanır ve fırça efektleri ile rötuşlar yapılır. Işıklandırmanın da yapılmasıyla sahne oluşturulur. Bundan sonra ortamın hareketleri animatöre kalmıştır. Sahneler geniş bir masanın üzerini tamamen kaplayacak büyüklüktedir. Bazı arka planlar için sanatçıların hazırlamış olduğu duvar kağıtları kullanılmış olsa da bazıları için direkt yeşil perde kullanılmıştır. Sahnelerdeki makinalar ve birtakım objelerin hareket etmesi için düzenekler hazırlanılmıştır. Bu düzenekler otomatların içindeki metal parçalarını, dolap kapaklarını ya da havada uçan taşlar gibi objeleri hareket ettirmeye yarar.
Karakterler oluştururken ise yine ilk olarak hepsinin 2D çizimleri kağıtlara çizilir. Çizilen bu karakterlerin ayrıca iç iskeletleri de kağıtlarda yer alır. Çizim işleminden sonra karakterlerin metalden armatürleri (iskeletleri) tasarlanır. Bazı karakterlerin kilolu olmasından ötürü belirli uzuvlarındaki yağ efektini yansıtmak için armatürlere farklı parçalar da eklenebilir. Tasarlanan bu armatürlerin üzerine kauçuk malzemeden yapılma deriler giydirir. Deriler boyanır ve detay verilir. Karakterlerin mimiklerini ve çeşitli yüz hatlarını yansıtmak için takılıp çıkarılabilen yüzler oluşturulur.
Bu karakter duygularını yansıtmak için önemlidir. Karakterlerin kıyafetleri ise gerçek kumaştan tasarlanır. Tasarımcılar adeta bir terzi edasıyla bu kıyafetleri kesip, biçip dikerler. Karakterlerin saçları için fiber tellerden ya da keçi kıllarından yararlanılmıştır. Norman’ın kafası aslında katmanlardan oluşmuş bir yapıdır ve bu yapıya keçi kılından kıllar demetler haline getirilerek yerleştirilmiştir.
Paranorman ve diğer birçok stop motion animasyonu zahmetli ve zor süreçlerden geçildikten sonra oluşur. Yapım aşamasında birçok tasarımcı, senarist, çizer, müzisyen yer almaktadır. Bu gibi animasyonların rkasında büyük bir emek vardır. Her detayı için gece gündüz çalışan sanatçılar başka bir yöntemle de bir film oluşturmak isteyebilirlerdi. Daha kolay, az uğraş isteyen ve herkesin daha rahat adapte olacağı şekilde, ekran başında çizim yaparak ya da 3D objeleri modelleyip hareket ettirerek de böyle bir film oluşturabilirlerdi fakat onlar farklı bir yöntem izlediler.
Sanatlarını ve yeteneklerini sadece dijital ortamlarda değil, fiziksel ortamlarda da ortaya koydular. Böylelikle sanat algımıza ve sanat tekniklerimize eski yollarla yeni bir bakış uyandırdılar.