İçerik Üreticisi
1. Öncelikle bize biraz kendiniz ve işinizden bahseder misiniz?
Biz Konya’da yaşarken ağabeyim televizyonda genel yayın yönetmeni olarak çalışıyordu. Ben de onunla işte takılıyordum. Bazen radyoda bazen de televizyonda yayın yapıyorduk. Böylece daha 13 yaşındayken bu işlere ilgi duymaya başlamıştım. Sonrasında ağabeyim oradan ayrıldı ve bir ajans kurdu. 1999’da ağabeyimin ajansında Premier, 3ds Max, grafik programları, FreeHand, Adobe Photoshop gibi programları kullanıp kurgu animasyon işlerini orada geliştirmeye başladık. Sonra ağabeyim İstanbul’a döndü ve ben tekrar televizyonda çalışmaya başladım, hatta sabahlara kadar… Okuldan sonra gidip geliyordum, sabaha kadar mesai yapıyordum. Önce mecburiyetle başladım. Fakat o zamanlar küçük yerlerde merak azdı. Kimsenin merakı yoktu, sen de böyle zamanlarda 1-0 öne geçiyorsun. Televizyonda fragmanlar, jenerikler, reklamlar vb. işler yaptım. Liseden sonra da İstanbul’a geldim. Burada grafikerlik yaptım. O dönemlerde kurgu, animasyon ve grafik tasarımı birlikte gidiyordu. Tekrardan Konya'ya dönüp orada bir süre pazarlamacılık yaptım. Sonra tekrar sektörle yollarımız kesişti ve ajans kurdum. Ajansta dijital baskı merkezi, grafik tasarım hizmetleri ve prodüksiyon hizmetleri gibi işler yaptık. Şehirler arası hizmet vermeye başladık. Sonrasında bir iflas yaşadım.
2. Unity Production hakkında bizi ve okurlarımızı bilgilendirir misiniz?
Prodüksiyon ve post prodüksiyon alanında hizmet veriyoruz. Burada şu anda kurgu eğitimleri veriyoruz. Hem tecrübeleri öğrencilerle paylaşıyor hem de sektörde işleyişi anlatıyoruz. Çalışma ahlakı yerinde, disiplinli kurgu ve post ekipleri yetişsin diye uğraşıyoruz. Dizi, sinema, reklam ve belgesel alanında post prodüksiyon çalışmaları yapıyoruz. Bunun haricinde bir çizgi film projemiz var, onun hazırlıklarını yapıyoruz. Senaryolar ve konsept tasarımları üzerinde çalışıyoruz. Bunları yaparken aynı zamanda eğitimlerimizi daha kapsamlı, daha geniş alanlara yükseltmek için planlar yapıyor, çalışıyoruz. Dublaj stüdyosu kuruyoruz. Orada hem işler yapacak hem de eğitimler vereceğiz.
3. Bu sektöre girerken temel bir amacınız var mıydı, amacınızı gerçekleştirdiğinizi düşünüyor musunuz?
Adım Selman ve ben Selman'ın Farisi’nin hayatını bugünde yaşayan bir karakter olarak film yapmak istiyorum ama belki de bundan yirmi yıl sonra olacak bu. Dolayısıyla çok uzun vadeli hedeflerim hala duruyor. Çocukluğumdan beri iyi bir çizgi film yapmayı çok istiyordum. Şu an bu projenin üzerinde çalışıyoruz. Yani evet belli amaçlarım vardı, henüz hepsini gerçekleştiremedim ama bunlar için hala çalışıyorum.
4. Sizi bu sektörde kurgu alanına yönlendiren şeyler nelerdir, kurgu size ne ifade ediyor?
Çocukluğumda film izlerken kamera bir anda başka açıya geçince “Aa kameramanlar nereye kayboldu” diye hep merak ederdim. Sanırım anlatmak istediğim şeyleri anlatabilmek için çıktım yola. Kurguda aynı meseleyi farklı şekillerde ele alıp özüne daha çok yaklaşabilirsiniz. Niyetiniz manipülasyonsa daha iyi yapabilir ya da doğruyu anlatmaksa doğru şekilde anlatabilirsiniz. Kurgu bu yüzden önemlidir. Renk, ses gibi aşamalar buna değer katar ama kurgu bu meselenin asıl özüdür. Onun için kurguya yönelmiş olabilirim.
5. Post prodüksiyon sürecinden kısaca bahseder misiniz?
Prodüksiyondan, yani sette kameraların kayıt sürecinin bitmesi ile başlayan, yayına kadar geçen süreç post prodüksiyondur. Gelen görüntüler, sesler eşlenir ve bunlar kurgu aşamasına girer. Kurgu revizyonları yapılır. Renk, ses, mix, mastering ve varsa animasyon gibi aşamalardan geçer ve finalde artık yayına hazır hale gelir. Bütün bu aşama post prodüksiyon aşamasıdır.
6. Kurgunun sadece spesifik olarak bir bölüme ait olmadığını çoğu bölüme hitap ettiğini biliyoruz. Siz Türkiye'de yapılan kurguları nasıl buluyorsunuz?
Sektörde gelişmiş iyi eleman sayısı çok az çünkü post prodüksiyon süreci parçalara ayrılarak ayrı ayrı işlenmesi gereken kolektif bir iştir. Ama maalesef Türkiye’deki sektörde bir adamdan her şeyi yapması bekleniyor. Dolayısıyla bir bölümde çok iyi eleman yetişeceği yerde her bölümden azar azar yapabilen elemanlar yetişiyor. Bu nedenle Türkiye’de kurgunun gelişimi biraz sıkıntılı oluyor.
7. Yaptığınız işlerde genel olarak dikkat ettiğiniz, olmazsa olmaz dediğiniz unsurlar nelerdir?
Gelen işlerin arkasındaki emeğin farkında olup o emeğe saygıyla işimi daha iyi nasıl yapabileceğime odaklanıyorum. Hizmet alanların beklentilerini anlayıp ortak bir noktada en iyi hizmeti sunmaya, karşı tarafı mutlu etmeye gayret ediyorum. İşlerimi yaparken mümkün olduğunca fazla insanı işin içine katmaya çalışıyorum. Ekiple daha güzel işler çıktığını düşünüyorum.
8. Sizce sinemanın bir sanat dalı olması açısından kurgunun sinemaya nasıl bir etkisi oluyor, sanatı daha zenginleştirerek desteklediğini düşünüyor musunuz?
Pudovkin’in “Film çekilmez kurgulanır” sözüne atıf yapmak istiyorum. Kurgu ile duyguyu değiştirebilirsin. Bir sahneyi farklı bir şekilde kurgulayarak duygusunu terse çevirebilirsin. Olay örgüsünü bambaşka bir yere çekebilirsin.
9. Daha kaliteli ve yaratıcı kurgular ortaya çıkarmak için ne gibi çalışmalar yapılabilir, siz kendinizi yaratıcılık konusunda nasıl geliştirdiniz?
İnsanları ve ihtiyaçlarını doğru anlıyorum. Yapımcı, yönetmen ne sunmak istiyorsa, izleyici ne izlemek istiyorsa onu vermeye çalışıyorum. Daha yaratıcı kurgular çıkarabilmek için izlediğimiz şeyleri “çok güzel filmdi, belgeseldi” diyerek izlemek yerine parçalayarak, deşifre ederek anlama amaçlı izlediğimizde ufkumuz daha da genişler ve öğrenmeye başlarız. Havaya bakarak kimse sıfırdan bir şey inşa etmiyor, bu nedenle bir referansımız olmalı. Geçmişte yapılan işlere bakmalıyız. Yani öncelikle senden önce yapılmışlara bakıp buradan öğrenebileceklerini öğren. Üzerine düşün, geliştir ve daha da iyisini yapmaya çalış. Sizden öncekileri yok sayarsanız bir ilerleme gösteremez, iyi yerlere gelemezsiniz.
10. Sektöre hazırlanan öğrencilere, adım atmak isteyen herkese kurgu alanında ne gibi önerilerde bulunabilirsiniz?
Kurguya olan merakına dair ne ciddiyet gösterdin? Ne adım attın, senin merakındaki ciddiyetini ben nasıl anlayabilirim. “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz”. Kurguya meraklıyım diyen kişi gerçekten meraklıysa bir şeyler yapmaya çabalamalıdır. Kötü ya da iyi olması önemli değil yeter ki bir şeyler yapmaya çabalasınlar, denesinler ve işin peşine düşüp harekete geçsinler. Yoksa başlamadığınız sürece hep düşünmekle kalır. Yani harekete geçmek gelişim için temel mesele.
11. Sizi araştırırken kurgu dersleri verdiğinizi gördük. Kendinizi bu alanda geliştirdiğinizi biliyoruz. Bize bu derslerden bahsederek kurgusal alanda ilerlemek isteyen kişi kesinlikle ders almalı diyor musunuz?
Kesinlikle bu alanda ilerlemek isteyen bir kişi ya çıraklık yapmak zorunda ya da ders almak zorunda çünkü bir konu deneyimlenmeyince sadece anlatılınca korkuluyor ama deneyimleyince her şey daha da kolaylaşıyor.
Benim kurgu eğitimimden bahsedecek olursak 12 hafta sürüyor. Stüdyomuzda düzenliyoruz. Derslerimde teorik bilgilerden ziyade uygulamalı eğitimler veriyorum çünkü kurgu uygulama işidir. İlk dersten itibaren öğrencilerimiz kurgu yapmaya başlıyorlar. Muhtemelen Türkiye’de kurguyu en hızlı öğreten ve gelişimini en kolay sağlayan eğitim benim verdiğim eğitim olabilir. Bu konuda iddialıyım. Kendi kurumum haricinde başka kurumlarda da kurgu eğitimi veriyorum. Verdiğim eğitimler sonucunda öğrenciler kendi filmini kurgulayabilir seviyeye geliyorlar. Aynı zamanda derslerimde ritim eğitimi yapıyoruz. Kurguda ritim ve tempo çok önemlidir. Galiba Türkiye’de kurguda ritim ve tempo eğitimi veren sadece bizim kursumuz.
.
12. Sektörde uyum sağlayabilmek için hangi kurgu programlarını tercih etmeliyiz? En sık kullanılan ve en pratik olan program hangisidir?
Dizilerde ve sinemalarda yaygın kullanılan Avid ama belgesellerde genel olarak Premier Pro kullanılıyor. Pratik olan ise fiyat ve ulaşım bakımından bakacak olursak Premier Pro’yu öneriyorum. Avid daha karmaşık, daha tekniktir. Yorucu olabilir. Premier Pro'da ise süreçler daha pratik olur.
13. Sizinle çalışacak bir kimsede aradığınız kriterler nelerdir?
Sabırlı ve sorun çözme odaklı olmalı. Teknik şeylerden ziyade kişilik, karakter, olaya yaklaşım daha önemli benim için.
Ensar Gençalp, Ece Su Yarar, Edibe Özturna